Türkiye’nin en ünlü kadın mutfak şeflerinden ve girişimcilerinden olan Didem Şenol’un kariyer yolunun mutfağa doğru dönmesi, biraz ilginç bir hikayeye dayanıyor. Kilolu bir çocukluk yaşayan Didem Şenol, bunu sürekli aile yemeklerinde ve geniş sofralarda büyümesine bağlıyor. Bu durum ilk etapta Didem Şenol’a kilo getirse de daha sonra yapacağı meslekte büyük yardımcısı oldu. Özellikle anneannesinin yaptığı yemekler ünlü şefe ilk etapta yol gösterici oldu.
İlginç hikayenin başlangıcı ise Didem Şenol’un Koç Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü okuyup, bu mesleğe devam etmek istememesine dayanıyor. Kendi kendine “Benim bir mutfağım olmalı ve aşçı olmalıyım.” diyen Didem Şenol, biraz babasının otelinde çalışıp para biriktirdikten sonra ABD’ye gastronomi eğitimi almaya gitti. 2001 yılında, New York’ta French Cullinary Institute okulunda eğitim aldı. Eğitimden sonra ise Eleven Madison Garden isimli ünlü restoranda çalıştı. Toplamda 2,5 yıl ABD’de yaşayan Didem Şenol daha sonra ülkemize geri döndü.
Türkiye’ye döndüğünde ünlü şef Mehmet Gürs’ün yanında NuTeras isimli restoranda çalışan ve daha da tecrübelenen Didem Şenol kendi mutfağını açmak için NuTeras’tan ayrıldı. Kendi mutfağını açmadan önce Dionysos Hotel’den gelen teklifi reddedemeyen ünlü şef 2005 – 2009 yılları arasında, otelin mutfağının şefliğini üstlendi. Didem Şenol’un hayali 2010 yılında gerçek oldu. Karaköy’de Lokanta Maya’yı açan Didem Şenol, mütevazı ve az çeşit ürün olan mutfağında, taze ürünlerden muazzam yemekler yapmaya başladı.
Didem Şenol 2010 ve 2012’de olmak üzere gastronomi ile ilgili de 2 kitap yazdı. 2012 senesinde Şişhane’de Gram isimli yeni bir restoran açan Didem Şef çalışmalarını Gram’a yoğunlaştırdı. Gram 2017’de 4 şubeye ulaşınca Maya isimli restoranı kapatan Didem Şenol, mevsimsel ve yerel malzemeler ile inanılmaz tatlar yaratmaya devam ediyor.