Elma bilindiği üzere dünyanın en eski ve tırnak içinde en sıradan meyvesi. Sıradan denmesinde aslında bir ironi var. Elma dünyanın pek çok ülkesinde o kadar yaygın üretiliyor ki elmaya ulaşmak ve elma tüketmek son derece kolay. Bu nedenle elma zaman içerisinde sıradanlaşmış bir meyve. Bir insandan ardı ardına beş meyve ismi söylemesi istediğinde, büyük oranda bu isimlerden biri elma oluyor. Elma dünyanın batısından doğusuna her bölgede bolca tüketiliyor.
Birçok meyve gibi Gülgiller (Rosaceae) ailesinden gelen elmanın doğada farklı türleri olduğu biliniyor. Doğadan ehlileştirilen ve insanlar tarafından yetiştirilen ise 1000 kadar elma türü olduğu tahmin ediliyor. Tabii ki bu türlerin tarihin farklı zamanlarında ortaya çıktığı ve bugün birçoğunun ortadan kaybolduğu da bir gerçek. Günümüzde ise bu rakam 6000 seviyelerine çıkmış durumda. Türkiye’de ise bu türlerin 450 kadarı fiilen üretilmeye devam ediyor. Elmanın anavatanının Orta Asya, Güney Kafkasya, Güneybatı Rusya ve Kuzey Gürcistan civarları olduğu düşünülüyor. Elmanın Anadolu’da yaygın hale gelişinin Haçlı Seferleriyle birlikte olduğu düşünülüyor.
Elmanın bu denli yaygın olmasında kolay üretilmesi ve lezzetli bir meyve olması kadar insan sağlığına eşsiz faydalarının da etkisi büyük. Elma kalorisi düşük ve oldukça besleyici bir gıda aynı zamanda diş sağlığına iyi gelen bileşenler içeriyor. Diş sağlığını doğal yollardan korumak gerçekten zor, bu nedenle elmanın önemi bir kat daha artıyor. Elma aynı zamanda doğal bir lif kaynağı ve sindirim – boşaltım sistemi başta olmak üzere insanlarda pek çok sistemin korunmasına ve dengelenmesine yardımcı oluyor.
Elma çiğ, işlenmemiş haliyle afiyetle tüketildiği gibi pek çok farklı formda da tüketiciye ulaşıyor. Meyve suları, tatlılar, yemekler, şekerler gibi gıda gruplarında elma ve elma ürünleri sıklıkla kullanılıyor.
