Daha çok ılıman denizlerde yaşayan, bir deniz kabuklusu olan istiridye sakin bir yaşam sürmenin, güzel görünümlü kabuklara sahip olmanın dışında dünya mutfağında edindiği yer ile de biliniyor. Zengin sofraların ve davetlerin aranan yiyeceklerinden olan istiridye özellikle Batı mutfağında sıkça tüketiliyor. İstiridye lezzetli bir deniz canlısı olması dışında içinde taşıdığı inci taşlar ile de adından söz ettiriyor.
İstiridye, içindeki inci ve değerli eti nedeniyle son derece yoğun şekilde avcılığa maruz kalan türlerden biri oluyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da istiridye avcılığı önemli bir ticari faaliyet ve büyük bir sektöre dönüşmüş durumda. Denizlerde kirliliğin ve bozulmanın artması nedeniyle istiridye sayısının azalması ile birlikte istiridye avcılığı çok daha zor bir hal almış durumda. Tabii ki kontrolsüz avcılık faaliyetlerinin de istiridye popülasyonuna büyük zararlar verdiği biliniyor.
İstiridye avcılık dışında yetiştiriciliğe de uygun bir deniz mahsulü. İstiridye yetiştiriciliği avcılık kadar yoğun olmasa da dünyada popüler yetiştiricilik alanları arasında yer alıyor. Özellikle Meksika Körfezi’nde yoğun şekilde istiridye yetiştiriliyor.
Antik Roma ve Yunan dönemlerinden beri tüketilen istiridye, farklı zamanlarda ve farklı kültürlerde diriliş, güç ve ihtişamın sembolü olarak görülüyor. Bu nedenle, istiridye sembolü pek çok sanat eserinde karşımıza çıkıyor. İstiridye insanlar tarafından sevilerek tüketildiği kadar diğer deniz canlıları tarafından da sevilerek tüketiliyor. Ahtapot, denizyıldızı ve bazı balıklar istiridye ile besleniyor.
Afrodizyak özelliği olan ve lezzetli bir deniz mahsulü olan istiridye genellikle limon eşliğinde çiğ olarak tüketiliyor. Bazı kültürlerde ise istiridye basit pişirme metotları ile pişirilerek de servis ediliyor.